KÖTÜ niyetli kullanılan teknoloji, sadece cep ve sabit telefonlarımızın değil, ev ve işyerlerimizdeki bilgisayarların bile ‘dinlenebilmesini’ sağlıyor. 500 bin dolarlık bir harcama ile kurulan özel frekans tarayıcıları, kilometrelerce uzaktan bilgisayar ekranlarındaki görüntüleri, hatta bilgisayardan yazıcıya gönderilen dökümanları kopyalayabiliyor.
SADECE telefonlarımız değil ev ve işyerlerinde kullandığımız her türlü elektronik cihaz, kilometrelerce uzaktan bile dinlenebiliyor. Başta bilgisayar ve yazıcı gibi bilgisayar donanımları olmak üzere bu cihazların yaydığı elektromanyetik dalgalar, özel frekans tarayıcıları ile yakalanıyor ve çok uzaklardaki bir bilgisayarın ekranındaki görüntü, bir yazıcının bastığı yazı, birebir kopyalanabiliyor.
Bundan korunabilmenin tek yolu elektronik cihazlardaki elektromanyetik sızıntıyı önleyen ve Tempest adı verilen güvenlik standardında bilgisayar ve donanımı kullanmak. Bu standardın lisans hakkı sadece ABD Hükümeti ve NATO tarafından veriliyor. Bugün için dünyada Tempest standardı alabilen 50 üretici bulunuyor.
NASIL DİNLENİYOR
Bilgisayar monitörleri, işlemciler, klavye ve yazıcı gibi donanımlar, elektrik ve elektromanyetik olmak üzere iki türlü dalga yayıyor. Yaklaşık 500 bin dolarlık yatırım gerektiren özel frekans tarayıcıları ile bu cihazların yaydığı elektromanyetik dalgalar çok uzaktan bile yakalanabiliyor. Teorik olarak, bu dalgaların uydudan bile yakalanması mümkün.
Özellikle askeri güvenlik açısından büyük tehlike yaratan bu gelişmeyi ilk olarak ABD Savunma Bakanlığı farketti. Bunun üzerine, ABD hükümetinin desteği ile ilk olarak IBM, Digital, HP, Xerox ve Wang Laboratories, elektromanyetik dalgaları saklayabilen bir teknoloji standardı üzerinde çalıştı. Bugün, dünyada 50 kadar firma, Tempest adı verilen bu güvenlik standardına uygun donanım üretiyor.
SANAYİ CASUSLARI
Bu güvenlik sorunu, sadece savunma sistemleri için değil, özel sektör kuruluşları için de büyük risk yaratıyor. Bu sistemi kullanan sanayi casusları, rakip firma çalışanlarının bilgisayarlarda hangi oyunu oynadıklarını bile takip edebiliyorlar.
Normal bilgisayar ve yazıcılardan biraz daha büyük ve pahalı olan Tempest standardındaki cihazlarda her malzeme özel olarak üretiliyor. Bu cihazların kabloları, işlemcileri ve diğer elektronik parçaları özel tekniklerle izole ediliyor. Bunun sonucunda, elektromanyetik sızıntısı olmayan, güvenli bilgi teknolojisi ürünleri ortaya çıkıyor.
1.5 MİLYAR DOLAR
Bilgisayar sistemlerinin bu derece rahat izlenebilmesi, pek çok ülkede silahlı kuvvetleri ve büyük şirketleri harekete geçirdi. Bugün, yaklaşık 1.5 milyar dolarlık hacme ulaştığı tahmin edilen Tempest standartlı güvenli donanım pazarının kısa sürede birkaç kat büyüyeceği tahmin ediliyor.
Hangi telefon nasıl dinleniyor?
SABİT TELEFON:
Tamamı Türk Telekom'un kontrolündeki sabit telefonlar iki türlü dinlenebiliyor. Güvenlik güçleri zaten Telekom santrallerinden istedikleri Telekom abonesini izleyebiliyorlar. İkinci yöntem ise, tamamen yasadışı olan dinleme. Bunda ‘saplama’ adı verilen bir yöntem kullanılıyor. Dinlenecek olan telefonun hattına toplu iğne saplayarak girenler, bu telefon hattı üzerinden konuşma yapabildikleri gibi, bu telefonunun görüşmelerini de dinleyebiliyorlar. Eğer evinizde bir telsiz telefon kullanıyorsanız, dinlenme riskinizi artırıyorsunuz. Çünkü Dect dışındaki telsit telefonların kullandığı frekans, bir frekans tarayıcısı ile kolaylıkla yakalanabiliyor.
CEP TELEFONU:
Cep telefonları, teknik olarak telefon operatörünün yardımı olmadan kolay dinlenemeyen bir iletişim sistemi. En azından, GSM sinyalleri, sıradan frekans tarayıcılarla yakalanamıyor. Ancak, gelişmiş bazı frekans tarayıcıları GSM üzerinden yapılan konuşmaların da dinlenmesine imkan veriyor. Bunun dışında, cep telefonları GSM operatörünün bilgisi dışında dinlenemiyor.
ARAÇ TELEFONU:
Güvenlik açığı en yüksek iletişim teknolojisi. Artık çok fazla kullanılmasa da, hala bazı araçlarda hatta cep telefonu buyuklüğündeki bazı telefonlarda kullanılıyor. NMT adı verilen bu teknolojide, konuşmaları FM bandı biraz geniş olan herhangi bir radyo ile bile yakalayıp, dinlemek mümkün.
Roaming dinlemeyi sağlar mı?
Evimdeki veya işyerimdeki sabit telefonun dinlenmesini nasıl önleyebilirim?
- Eğer telefonunuz, Türk Telekom santralından dinleniyorsa bunu farketmek ve önlemek mümkün değil. Ancak, eğer telefon hattınıza kablo veya telefon dağıtım kutusu üzerinden girildiyse, telefonunuza takacağınız bir cihazla bunu yakalayıp, engelleyebilirsiniz. Bu cihazlar, hattınıza bu şekilde yapılan bir müdahalede, telefon sinyallerini taşıyan elektrik akımındaki değişikliği farkediyor ve sizi uyarabiliyor.
Bir GSM operatörü, roaming (dolaşım) anlaşması yaptığı bir başka GSM operatörünün abonesini dinleyebilir mi?
- Bu mümkün değil. Çünkü, GSM operatörleri roaming yaptıkları şirketlere, kullandıkları frekans bandı üzerinde ayrı bir bölüm ayırıyor. Bu nedenle, her iki GSM operatörünün bilgisi olmadan, bu dinlemenin yapılması imkansız.
Kullandığım cep telefonunu bir başkası veya GSM operatörü dinleyebilir mi?
- Kesinlikle dinleyebilir. Abonesi olduğunuz GSM operatörü sizin cep telefonunuzla yaptığınız tüm konuşmaları dinleme imkanı var. Bunun dışında Subscriber Trace Activation (STA-Abone İzleme Aktivasyonu) adı verilen teknoloji, bir cep telefonu abonesinin diğer bir abonenin yaptığı tüm görüşmeleri dinleyebilmesini, hatta kısa mesajları okuyabilmesini sağlıyor.
2-TEMPEST (Transient ElectroMagnetic Pulse Emanation Standard - Geçici Elektro-Manyetik Darbe Oluşum Standardı)
Elektromanyetik kirlilik tartışmalarının bilinmeyen bir yönü de, kirlilikten yararlanmadır. TEMPEST diye uydurma bir sözcük ile anılan kirlilikten yararlanma, bilgi casusluğu ve istihbarat temeline dayanır. Madem ki, elektronik cihazlar, kablolarından ya da havadan istenmeyen elektromanyetik yayılıma neden oluyorlar, acaba bu yayılım kaydedilerek bilgiye ulaşmak olası mıdır? Sorunun yanıtı "evet"tir.
İstihbarat; hasım veya potansiyel rakiplere karşı yürütülen her türlü bilgi-veri toplama ve bunları değerlendirme çalışmalarına verilen addır. Veri-bilgi açık kaynaklar yoluyla elde edilebileceği gibi, gizli kaynaklardan da elde edilebilir. Günümüzdeki istihbarat veri ve bilgilerinin yarıdan fazlası açık kaynaklardan elde edilmekte. Yazılı ve görsel basın, kütüphane, bilimsel dergiler, uluslararası kongreler, hatta turistik geziler bile bilgi toplamanın açık kaynaklarını oluşturur. Özellikle internet ağı, günümüzde bilgiye en hızlı erişme yolu oldu.
İletişim istihbaratı, karşı tarafa ait alıcı ve vericiden oluşan iki nokta arasında uydu, mikro-dalga, radyo, telsiz, cep telefonu ve araç telefonu gibi araçlarla gerçeklenen haberleşme işaretlerinin aranması, yakalanması, izlenmesi, hatta şifrelerinin çözülmesi şeklinde tanımlanmıştır. Bu işlemler, doğrudan dinleme ile yapılabildiği gibi, karşı tarafın haberleşme devreleriyle ilişkilendirilen özel cihazlarla da gerçeklenir.
Elektronik istihbarat ise, karşı tarafa ait cihazların çalışırken istem dışı yaydıkları elektromanyetik dalgaların yakalanarak değerlendirilmesi etkinliğine verilen ad. Yani uzayda serbest halde bulunan istem dışı yayılmış elektromanyetik dalgaların analizinden bilgi ya da veri elde edilir. Bu en zorudur ve kapasite isteyen bir iştir.
Elektromanyetik Dinleme ve Güvenlik (EDG)
Bilgisayarınızın klavyesinden, ekranından, modem kablosundan ve daha nice yerinden yayılan elektromayetik salınımlar klavyede bastığınız tuşlara, ekranınızdaki görüntüye ve modeminizle bilgisayarınız arasında geçen bilgilere bağıntılıdır. Yeterli donanıma sahip herhangi biri bu ışınları bir veya iki kilometreye varabilen bir mesafeden kaydedebilir ve ekranınızda ne göründüğünü, klavyenizde ne girdiğinizi veya modeminizden ne geçtiğini bu ışınları işleyerek tekrar oluşturabilir.
Bu ışınların varlığından şüphe duyuyorsanız herhangi bir ucuz radyoyla bilgisayarınızın yaydığı 'parazitleri' çeşitli bantlardan (FM, kısa dalgalar, ...) rahatça duyabilirsiniz. Özellikle ekranınızdaki değişik görüntülerin nasıl değişik parazitlere yol açtığına dikkat ediniz. Bu 'parazit yayınları' anlaşılabilir işaretlere çevirmek sanıldığından çok daha kolaydır.
EDG`nin fiziksel açıklaması
Bütün elektronik cihazlarda işlenen işaretler doğrudan veya dolaylı olarak aletin içindeki bazı elektrik akımlarının şiddetine yansır. Bu değişken elektrik akımları ise onlara dolaylı olarak yol açan işaretlerin frekanslarında kaçak elektrik işaretlerine ve elektronmanyetik salınımlara yol açarlar. Bu kaçak işaretler çeşitli yollardan çevreye yayılır. Bu yollar şunlardır:
Havadan yayılan elektromanyetik salınımlar (veya radyoelektrik dalgalar)
Elektrik dağıtım veya telefon şebekesine elektrik gürültü olarak yayılan işaretler
Çeşitli kabloların yüzeylerinden iletilen elektromanyetik dalgalar
Bu yollardan özel anten, self gibi aygıtlarla elde edilen işaretler uygun bir işleme devresinden geçirilerek (filtreleme, şiddetlendirme, eksik kısımları yeniden oluşturma...) kullanılabilir şekile getirilir. Bu işaretleri işlemek için en uygun yol doğal olarak sayısal işaret işlemedir (ingilizce Digital Signal Processing). İşaretler yeterli kaliteye sahipse, ve radyasyonu yayan aletin çalışma prensibi bu işe uygunsa, örneğin bir bilgisayar ekranı durumunda, benzer bir bilgisayar ekranının girişine eşzamanlama (ingilizce synchronisation) işaretleri tekrar oluşturularak verilebilir. Değillerse, yüksek frekanslı ham işaret doğrudan sayısallaştırılıp software olarak dönüşümü gerçekleştirilebilir.
EDG’ nin tarihi
1985 yılında Hollanda PTT`sinde çalışan Win Van Eck isimli bir mühendis, 'Computers & Security' isimli dergide yayınladığı 'Video Görüntüleme Birimlerinin Elektromanyetik Işınımları: bir dinlenme tehlikesi mi ?' yazısıyla bilgisayar ekranlarının dinlenebilirliğini kanıtlamış ve normal bir televizyon alıcısına yapılan birtakım değişikler ve küçük bir ek devreyle video monitörlerin gorüntülerinini gösterebilecek bir EDG aygıtının planlarını da vermiştir. Bu yazı, kamuoyunun dikkatini EDG`ye çeken ilk yazıdır. Hollanda PTT`si bu ilk yazıdan sonra Van Eck`in konuyla ilgili bütün araştırmalarını “gizli” olarak sınıflandırmıştır.
Kamuoyunun konuya büyük ilgi duymasının sonucu birtakım firmalar ve popüler elektronik dergileri basit Van Eck alıcıları satmaya veya planlarını vermeye başlamışlardır. Ancak, bu alıcılar, görüntüleme için normal bir televizyon tüpü ve tarama devresi kullandıklarından, yüksek çözünürlüklü bilgisayar monitörlerinin yayınımlarını eksik bir şekilde gösteriyorlardı.
Ayrıca en azından, İngiltere ve Tunus`ta “televizyon vergisi”ni ödemeyen vatandaşları tespit etmek için mahallelerde Van Eck alıcılarıyla donatılmış araçların dolaştığı, yaygın söylentiler arasındadır. Basit bir spekülasyon yapacak olursak diyebiliriz ki bu yöntemle kimin ne zaman hangi televizyon kanalını izlediği de tespit edilebilir; bu da izlenme oranlarının oldukça hassas ve ucuz bir şekilde tespit edilmesinde kullanılabilir.
KAYNAKLAR:
1- http://gsu.linux.org.tr/kripto-tr/kripto-link.html
2- http://eckbox.sourceforge.net/